TAYYİP BEYİN
ADIMLARI İSRAİL’İ
KESMEDİ
Süleyman Çam
Bugün (10 Şubat 2014) internetteki haber sitelerinde yer alan bir haber, Türkiye-İsrail ilişkileriyle ilgili:
İsrail sembolik adımlardan fazlasını istiyor
Haaretz gazetesi, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Türkiye ve İsrail’in, ilişkilerinin normalleşmesine her zamandan daha yakın olduğu sözlerine dikkat çektiği haberinde “Kudüs, Türkiye ile ilişkilerde normalleşmenin büyükelçilerin Tel Aviv ve Ankara’ya sembolik dönüşlerinden öteye gitmesini istiyor” diye yazıyor. -İsrail’in talepleri arasında bakanlar düzeyindeki toplantıların ve karşılıklı ziyaretlerin yeniden başlamasının bulunduğunu belirten gazeteye göre, İsrail’in, Türkiye’den beklentileri arasında uluslararası forumlarda İsrail’e karşı harekete geçmeyeceği ve medyada İsrail’i sert dille eleştirmeyeceği yönündeki bir taahhüt de var. 10.02.2014 14:00TEL AVİV(ANKA) – Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye ve İsrail’in ilişkilerin normalleşmesine her zamandan yakın olduğu yönündeki sözleri İsrail medyasında yankı buldu. Haaretz gazetesi, Davutoğlu’nun özel bir televizyon kanalına yaptığı açıklamalarını yansıtırken “Kudüs, Türkiye ile ilişkilerdeki normalleşmenin büyükelçilerin Tel Aviv ve Ankara’ya sembolik dönüşlerinden ötesine gitmesini istiyor” dedi.
Haaretz gazetesi, Türkiye ve İsrail’in dokuz Türk’ün öldürüldüğü Mavi Marmara baskınına ilişkin olarak İsrail’in tazminat tutarı olarak 20 milyon doları önerdiğini anımsattıktan sonra geçen hafta Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun başkanlığındaki bir heyetin Kudüs’e yaptığı ziyaretine dikkat çekerek görüşmelerin, tazminat tutarı ile “Türkiye’nin ilişkileri normalleşmek ve Mavi Marmara baskınında rol alan İsrailli askerler ve subaylar hakkında yasal adımlara son vermek için atayacağı adımlara odaklandığını” öne sürdü.
İsrail’in anlaşmanın bir parçası olarak Türkiye’den var olan davaları iptal eden ve gelecekte bu yönde adımların atılmasını bloke edecek bir yasayı geçirmesini istediğini de söyleyen gazete şu savları da dile getiriyor:
“Kudüs ayrıca Türkiye ile ilişkilerde normalleşmenin büyükelçilerin Tel Aviv ve Ankara’ya sembolik dönüşlerinin ötesine gitmesini istiyor. İsrail, Türkiye ile diplomatik diyaloğun yeniden başlamasını, bakanlar düzeydeki toplantılar, karşılıklı ziyaretler ve diğer adımları da istiyor. İsrail, Türkiye’nin uluslararası forumlarda İsrail’e karşı harekete geçmeyeceği ve medyada İsrail’e yönelik nutukları durduracağı taahhüdünde bulunmasını da bekliyor.”(ANKA)(CN/ÖZK)
http://www.haberx.com/israil_sembolik_adimlardan_fazlasini_istiyor(17,n,11507282,604).aspx
Demek ki, İslâm âleminin son umudu, (bazılarına göre) nihayet gelmiş olan Mehdî, büyük kurtarıcı Tayyip bey, İsrail’le ilişkileri eski haline getirmek için el altından elinden geleni yapıyormuş.
Ancak, İsrail tarafı nazlanıyor.. Başka taahhütler peşindeler.
İsrail, Mavi Marmara gemisinde ölenler için 20 milyon dolar mı versin, 30 milyon dolar mı?.. Tartışmanın düzeyi bu!
Arkadaş, isterse 130 milyon dolar versin, Yahudi o parayı senden bir şekilde geri almaz mı?
Hem şu anda, İsrail’le olan ticarî ilişkilerinde bir gerileme var mı?.. Yok!..
Hz. Peygamber s.a.s. zamanında Medine’de bir Arap kadını bazı şeyler satmak üzere yahudi kabilesi Kaynukaoğulları’nın pazarına gitmiş, eşyasını satmış, sonra bir kuyumcu dükkânına uğrayıp oturmuştu. Orada bulunan yahudiler, kadından yüzünü açmasını istemişler, o da buna yanaşmamıştı. Kuyumcu, kadının eteğini arkasından beline iliştirmiş, kadın ayağa kalkınca avret mahalli görülmüş, onlar da buna gülüşmüşlerdi. Kadın feryat etmeye başlayınca müslümanlardan biri kılıcını çekerek yahudi kuyumcunun üzerine atılıp onu öldürmüştü. Yahudiler de toplanıp müslümanı şehid etmişlerdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz s.a.s. Kaynukaoğulları’nın oturdukları beldeyi kuşatmış, 15 gün sonra, yurtlarını terk edip gitmelerine izin vermiş, onları sürgün etmişti.
Laik Tayyip bey, doğal olarak, çok başka bir şey yaptı, Türkiye’de İsrail askerlerinin yargılanması için davalar açtırdı. Ve para istedi.
Para, Tayyip bey için önemli.
Mavi Marmara’da, uluslararası sularda dokuz kişi öldürüldü, olay dönüp dolaşıp 20 milyon dolar mı ödensin, 30 milyon dolar mı tartışmasına gelip bağlandı.
Tabiî Tayyip diğer taraftan da gitti, Amerikalılar’ın ifadesiyle Arap Baharı’nı “çalmak isteyen” Şeriatçılara karşı gönüllü olarak sefere çıktı, laiklik … olarak Mısır’ı, Tunus’u vs. dolaştı.
Beyefendi İsrail’e, Aralık 2008’de Gazze olayında küsmüştü.. Hepsi bu!..
Yoksa, İslâm ülkelerindeki laiklik konusunda Yahudi’den pek de farklı düşünmüyordu.
Şimdi, küskünlüğü de bir tarafa bırakıyor.
Bizim (bazılarına göre) Mehdî, kahraman Tayyip bey esti gürledi, bir sürü artistlik yaptı, ve iş İsrail’in nazlanmaları noktasına gelip dayandı.
Ne yapacak şimdi Tayyip bey?
Devam mı edecek?
Hayır!
Onun gücü ancak Fethullah Gülen’in avanesine yeter.
Yunus Emre, “Haramın yenmediği ele girince imiş” der.
Eline haram geçmediği sürece, “Ben harama el sürmem” nutukları atmak kolaydır. İş ki, önüne dünya makamları, mevkileri ve onların getireceği para pul ve imkânlar serildiği zaman sırtını dönebilesin.
“Varsın bankalarda hesaplarım olmasın” diyebilesin.
Tuttun “Hz. Ömer ve Fırat’ın kıyısındaki kuzu” nutukları attın ama, tarihe, neysen o şekilde geçeceksin.
Şimdi, senin MİT’inden, bürokratlarından, yalakalarından, vergi uzmanlarından, maliyecilerinden vs. korkan insanlar sana karşı sessiz kalabilir..
Ya da, zengin ettiğin asalaklar, sana, “Hikmet buyurdunuzzz efenndimizzz” diyebilirler.
Şu anda senin her şeyin hikmettir.
Ama yarın?!
.